‘Emir’ verin sussunlar

İsminin önünde profesör unvanı bulunan Ahmet Maranki’nin “Belgrad ormanına gömdüklerimizi çırarırız” sözlerinin, Sevda Noyan’ın “15 Temmuz kursağımızda kaldı. Benim listem hazır” çıkışının ve Kılıçdaroğlu’na kavanozla mermi gönderen Mehmet Emin Göç gibi örneklerin gerekli cezayı almaması hukuku yok sayan anlayışı sıradanlaştırdı. Karşıt görüştekini düşmanlaştırıp tehditte sakınca görmeyen anlayışın son örneği ise Boğaziçi protestolarında yaşandı.

‘BU ADAMLAR BU CESARETİ NEREDEN ALIYOR’ TEPKİSİ

Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Kılıç “Biz eylem falan yapmayız, gece vakti işi bitirir gideriz” dedi. YouTuber Emre Kayırlı’nın “Dil uzatanın dilini koparacağız. Emir gelirse sayımızı bilelim” provokasyonu vahim tablonun ulaştığı boyutu gösterdi.

‘Bu adam bu ifadeleri kullanma cesaretini nasıl buluyor’ tepkileri geldi. Sınır tanımayan ‘Teksas tavrına’ karşı Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu vurgulayacak önlemlerin alınması aciliyet haline geldi.

‘EMİR’ VERİN SUSSUNLAR

Yaşanan olaylara ilişkin açılan soruşturmalarla caydırıcı önlemler alınmayınca yeni provokatörler ‘sahneye’ çıktı. Ölüm tedhitlerinin cezasız kaldığını görenler bu kez Boğaziçi üzerinden fay hatlarını kaşımaya başladı. Şiddeti kutsayan anlayış yerine, hukuk devletini gözeten önlemlerin devreye girmesi gerektiği belirtildi.

Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin “Belgrad’a gömdüğümüz silahları çıkarırız” sözleri, CHP’li Özel’e “Size iki metrekarelik yer açarız” tehdidi, kavanozlu mermi paylaşımları, TV’de açıklanan ‘ölüm listeleri’, muhalif kimlikleriyle bilinen gazeteci, siyasetçilere yönelik saldılar, çirkin ifadeler ve benzeri tepki çeken olaylar… Siyasetteki gergin atmosferle birlikte kutuplaşma da zirve yaptı.

Nefret söyleminin sıradan hale geldiği süreçte tehdit dili cezasız kalınca hemen her toplumsal olayda benzer vakalar yaşandı. Sosyal medya baskısıyla başlatılan soruşturmalar sonucunda caydırıcı adımların atılmaması, toplumun sinir uçlarına dokunan yeni tehditlere zemin hazırladı. Son provokasyonlar 2 Ocak’tan bu yana kayyum rektör eylemlerinin sürdüğü Boğaziçi Üniversitesi üzerinden gerçekleşti.

Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve üniversite genel sekreteri Prof. Dr. Cevdet Kılıç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini hedef alarak “Boğaziçili misiniz, Boğazdışılı mısınız onu bunu bilmem. Aklınızın ucundan bile geçirmeyin. Biz abdest alır dışarı çıkmayız.

Emre Kayırlı’nın paylaşımlarında silah ile verdiği pozlar ve videolar bulunuyor.

Bizim zaten abdestimiz var. Bilin istedik de… Şöyle söyleyeyim. Siz hani bir ayı geçti eylem yapıyorsunuz ya. Biz eylem falan yapmayız. Biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz bilin istedim” ifadelerine yer verdi.

4 Ocak’taki paylaşımında Boğaziçi’nin kapatılmasını ‘öneren’ Kılıç, gelen tepkilerin ardından paylaşımını kaldırdı. Yeni bir açıklama yayımlayarak paylaşımının şiddet ve nefret söylemi içermediğini savundu.

‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ten gözaltına alınan bazı isimleri örnek gösteren CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Türkiye’nin ‘tezatlar’ ve ‘çelişkiler’ ülkesine döndüğünü söyledi. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Yaman Akdeniz de “Son günlerin gözde suçu TCK216/1: Halkı kin ve düşmanlığa tahrik.

Bu suç iddiası ile Beyza Buldağ tutuklandı, Ayşe Şahin gözaltına alındı. Peki Dekan Cevdet Kılıç? O diğer halktan olduğu için ona bir şey olmaz. Bu suçu ancak o halkı tahrik eden muhalif halk işleyebiliyor. Yersen” tepkisini gösterdi. Adana Milletvekili İsmail Koncuk ise “Bu şahıs 1980 öncesi olayları yaşamış mı, acı çekmiş mi? Hiç zannetmiyorum! Akıl, ayrıştırmayı değil itidali gerektirir” dedi.

Kılıç’a yönelik tepkiler dinmeden bu kez YouTuber Emre Kayırlı, Boğaziçi öğrencilerini tehdit etti. Verdiği pozlarda elinde silahlar bulunan, kullandığı ifadelerde provokasyon ve şiddet çağrısı yapan Kayırlı, paylaşımlarında ve yazdığı köşe yazısında öğrencileri hedef aldı.

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) üyesi de olan Kayırlı, Bihavadis isimli bir sitedeki yazısında öğrencilerin eğitim hayatına son verilmesini, devlet memuru gibi işlerden men edilmesini, banka hesaplarına ve mal varlıklarına el konulmasını, aynı gün içinde de tutuklanmasını istedi.

Kayırlı yaptığı provokatif çağrıda “’Haydi gidiyoruz, polislerle omuz omuza duracağız, dil uzatanın dilini, el kaldıranın elini koparacağız’ desem kaç kişi benimle gelir? Emir gelirse sayımızı bileyim” ifadelerini kullandı. Kayırlı’nın paylaşımının sonunda yazdığı cümle ise dikkat çekti. “Emir gelirse sayımızı bilelim” diyen Kayırlı’nın nereden ya da kimden emir beklediği merak konusu oldu.